Bir bebeğe bakmanın sadece bezini değiştirmek, beslemek ve uyutmak için sallamak kadar basit olduğunu mu düşünüyorsunuz? Aslında, bundan çok daha karmaşık olabilir. Sessiz bir evde olduğunuzu hayal edin, bebeğin parlak sarı gözleri sizi titretene kadar her şey normal görünüyor. Bezler gizemli bir şekilde kayboluyor, buzdolabı kapakları başka bir alana açılıyor ve bazen evin kendisi size oyun oynuyor gibi görünüyor.
The Baby in Yellow’da kabus değil, gerçeklik var – sizi hem gerginleştirecek hem de absürt durumlara güldürecek benzersiz bir korku oyunu. Bir bebeğin tüm normal mantığı altüst edebileceği ve “bebeğe bakma” görevinin her zamankinden daha stresli hale geldiği bir dünyaya hoş geldiniz.
Sarı Bebek hakkında bilgi edinin
The Baby in Yellow, oyunun getirdiği garip durumlar karşısında boğucu gerginliği acı kahkahalarla harmanlanmış hissedeceğiniz sürprizler ve mizah dolu bir korku oyunu. Bu, yayıncı Team Terrible tarafından geliştirilen ve sadece birkaç kısa yılda YÜZLERCE MİLYON indirmeyi fetheden bir oyundur. The Baby in Yellow’un ne kadar “ateşli” olduğunu söylemek için bu yeterli, değil mi?
Bebeğim, tüm kaosun merkezi
The Baby in Yellow’un dehşeti, parlayan sarı gözlere sahip, bazen bir çocuk kılığında “şeytan” bakışı gösteren ana karakterinde yatar. Bebeğin sevimli görünümünün sizi aldatmasına izin vermeyin. Besleme, bez değiştirme veya bebeği uyutma gibi basit görünen görevlerle başladığınızda, işler hızla bir dizi tuhaf olaya dönüşür.
Örneğin, bebeğinizi beşiğe koyuyorsunuz, bir saniyeliğine arkanızı dönüyorsunuz ve geri döndüğünüzde, oturma odasındaki kanepede oturuyor ve sanki başka bir korku sahnesi bekliyormuş gibi size bakıyor. Bazen, bezi değiştirmek üzereyken, bez aniden “kaçıyor” ve sizi karanlık koridorlarda onu kovalamaya zorluyor. Bu tam olarak geliştiricilerin bir şakası değil, bu evin düşündüğünüzden daha canlı olduğunu hissettirmelerinin bir yolu.
Sarı Bebek’teki evde sorunlar var
Genellikle, hepimiz iç mekanlarda geçen oyunların çok korkutucu göründüğünü biliyoruz. Örneğin, bu karanlık alan, bu korku sırları olan odalar… Ama The Baby In Yellow’da “ev” bildiğinizden farklı olabilir. Nasıl söylenir? Artık sadece bir mekan değil, aynı zamanda ikinci bir ana karakter.
Duvarlar fısıldıyor gibi, titrek ışık gizemli bir karanlık yaratıyor ve en önemlisi, evdeki nesneler bazen “rastgele” hareket ediyor. Perili kanepenin olduğu oturma odasından, her şeyin aniden düşüp kırılabileceği mutfağa kadar her odanın kendine ait bir hikayesi var.
Unutulmaz bir örnek, merdivenlerden aşağı inerken aniden tüm evin altüst olması ve gerçeküstü bir labirente dönüşmesidir. Kafa karışıklığı ve korku hissi zirveye ulaşır, ancak bir… bebek tarafından yönlendirildiğinizi fark ettiğinizde biraz mizahla karışır.
Basit ama yorucu bir görev
İlk bakışta, The Baby in Yellow’daki görevler herhangi bir dadı için tanıdık bir yapılacaklar listesi gibi görünüyor: süt almak, bez değiştirmek, bebeği yatağa yatırmak. Ancak bunları yapmaya başladığınız anda, işler normalden tuhafa, tuhaftan kaotik hale ve kaotik halden “Burada ne yapıyorum?” diye merak etmenize neden olan bir şeye dönüşüyor. Hayal etmenize yardımcı olması için size birkaç örnek vereyim:
- Bebeği Beslemek: Size verilen ilk görevlerden biri bebeğiniz için biraz süt almaktır. Kulağa basit geliyor, değil mi? Buzdolabını açarsınız, bir biberon alırsınız ve bebeğinizi beslemeye hazırlanırsınız. Ancak bu evde hayat hiç de kolay değildir. Buzdolabı aniden sonsuz bir koridor gibi uzanır ve sizi evin uzunluğundan daha uzağa yürümeye zorlar. Biberon elinizde geri döndüğünüzde bebeğiniz artık orada değildir. Bunun yerine buzdolabının tepesindedir ve size “Ne bu kadar komik?” bakışıyla bakar.
- Bez Değiştirme: Bez değiştirmenin kolay olduğunu mu sanıyordunuz? Bir daha düşünün. Bebeğinizin bezini çıkardıktan sonra, bu şey orada öylece oturup sizin değiştirmenizi beklemiyor. Hayır, “canlı bir şeye” dönüşüyor ve kaçak bir fare gibi oradan oraya fırlıyor. Onu odalarda, merdivenlerde ve hatta bazen sizi çıldırtan doğaüstü bir boyutta kovalamanız gerekiyor.
- Bebeği Yatağa Yatırmak: Bir bebeği uyutmak en basit iş gibi görünür. Onu kucağınıza alırsınız, karanlık koridorda yürürsünüz, beşiğine yatırırsınız ve ışıkları yavaşça kapatırsınız. Ama odadan çıkar çıkmaz hemen arkanızda belirir. Ayak sesleri, uyarılar yok, sadece meydan okurcasına size bakan o parlak sarı gözler.
Sarı Bebek gerçekten perili mi?
Bu bebeğin en başından itibaren normal olmadığını kesinlikle fark ettiniz, ancak ne kadar çok oynarsanız, sorunun giderek daha ciddileştiğini o kadar çok fark ettiniz. Doğaüstü olaylar giderek daha sık ortaya çıkmaya başladı. Bazen, başka bir alana açılan kapılar veya aynada beliren bir çift parlayan kırmızı göz görüyordunuz.
Öne çıkan sahnelerden biri, bebeğinizi uyutmaya çalışırken aniden odanın kararması, ürkütücü kahkahaların duyulması ve bebeğinizin havada süzülmesi ve sonunda bir iblis olarak yere inmesidir. Ancak, bebeğinizle “pazarlık” etmek zorunda kaldığınızda mizah ustaca dahil edilmiştir… onu tekrar uyutmak için oyuncaklar fırlatmak.
Grafik ve ses
Baby In Yellow’un grafikleri basit ama bir rahatsızlık hissi yaratmada etkili. Aydınlatmadan animasyonlara, nesnelerin tasarlanma biçimine kadar her ayrıntı gizemli bir atmosfer yaratmaya katkıda bulunuyor.
Ses, evin içinde yankılanan çocuk kahkahaları, koridordaki garip ayak sesleri veya kapının çatlaklarından ıslık çalan rüzgar gibi beklenmedik seslerle bir diğer öne çıkan özelliktir. Bunların hepsi, bu evde asla gerçekten yalnız olmadığınızı hissettirir (bazen yalnız olmayı tercih edersiniz).
Android için Sarı Bebek APK’sını indirin
Oyunu bitirdiğinizde, sadece rahatlama değil aynı zamanda merak da hissediyorsunuz. Evin sırları, bebeğin gerçek kimliği ve tüm garip olayların anlamı hala büyük bir soru işareti. Bu yüzden The Baby In Yellow’un, aynı anda hem korkacağınız hem de güleceğiniz, çaresiz ve büyülenmiş hissedeceğiniz eşsiz bir deneyim olduğu söylenebilir. Peki, “bebek” ile yüzleşmeye hazır mısınız?
Yorumlar : 0